🪆 Ayda Havanın Gündüz Sıcak Gece Soğuk Olması Durumuna Ne Denir
Adım Uzunluğu 70 -80 santimetre sayılan bir uzunluk bi rimi. Buna göre, ortalama 1250 adım bir kilometre tutar. Ağaç sınırı: Ağaç topluluğu mevc { gelen yer deötesinde ağacın, kendiliğinden yetişebildiği yerin bitimi. Ağaç sınırı, ya kutuplara doğru olur, ya da yüksek dağların doruk boyuna yaklaştıkça belirir.
Gecegündüz eşitliği (21 Mart - 23 Eylül) Ekliptik: Yörünge düzlemi. Dağlık kütleden sarkan hava kütlesinin çevreden sıcaklık alış-verişi olmaksızın sıkışması ile havanın ısınmasıdır. Ay'ın Dünya ile Güneş arasında bulunduğu zaman Güneş'in Dünya'dan görülmemesi veya
Günlükve aylık sıcaklık farkları belirgindir. Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C’den azdır. Gece – gündüz süreleri arasındaki zaman farkı artmıştır. Dört mevsim belirgin olarak yaşanır. Soğuk Kuşak : Soğuk kuşakta bulunan yerlerde, Yıllık sıcaklık ortalaması 10°C’nin altındadır.
Babamınvefatından sonra İstanbul'a atandı adliyelerin fetöleşmeye başladığı dönemde erken emekli olarak çok ama çok sevdiği mesleğini bıraktı, oysa Hakim olmak için çok çalışmış çok mücadele vermişti. Çok sevdiği gece gündüz, cumartesi pazar evde bile dava dosyaları okuyarak itina ile kararlar verdiği meslek
İnsanvücudunun hava koşullarındaki ve iklimdeki değişikliklere tepkisini tanımlamak için kullanılan "meteosensitivite" ve "meteorolojik stabilite" kavramları
Aydın15 Günlük Hava Durumu. Aydın'da sıcak ve ılıman yaz iklimi etkili olmaktadır. Aydın ilinin 44%'ü ormanlarla kaplı olduğundan Akdeniz bölgesine göre daha serindir. Ortalama yıllık yağış miktarı 618mm'dir. Hava sıcaklığı ortalaması ise yıllık 17.6°C civarındadır. Bu sıcaklık ortalaması uzun yıllardan beri
Havaakımları sayesinde gündüz olan kesimlerin aşırı sıcak, gece olan kesimlerin de aşırı soğuk olmasını engeller. İKLİM ELEMANLARI A. SICAKLIK Yeryüzündeki sıcaklığın kaynağı Güneş tir. Yeryüzünün Güneş ten aldığı ısı miktarına sıcaklık denir. Termometre ile ölçülür.
VSBYB. Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Sibirya yüksek basınç merkezi etkisinde bulunan bölgede, havanın az bulutlu ve açık geçmesi ölçülen en düşük hava sıcaklıkları Kars -10, Ardahan -8, Ağrı -7, Erzurum -4, Iğdır -3 ve Erzincan'da -1 derece kaydedildi. Bölgede beklenen günün en yüksek hava sıcaklıkları da Erzincan'da 16, Iğdır'da 15, Erzurum, Kars ve Ağrı'da 11, Ardahan'da ise 8 derece tahmin ediliyor. Gece ve Sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanma, don olayı ve sise karşı vatandaşların tedbirli olması istendi. Bu haber 1886 defa okunmuştur.
Ay, ilk oluştuğu andan bu yana, milyar yıldan beri gezegenimizin uydusu olarak etrafımızda dönmeye devam ediyor. Bilindiği üzere astronomlar tarafından “yaşanabilir bölge” olarak adlandırılan bir kavram mevcuttur. Astronomlar yaşanabilir bölge dedikleri zaman, herhangi bir yıldızın etrafında bulunan, suyun ne donacak kadar soğuk ne de buharlaşacak kadar sıcak olduğu bir bölgeyi kast etmektedirler. Yaşamın ortaya çıkması için en ideal koşulların da bu bölge olduğunu iddia ederler. İşte gezegenimiz Dünya ve uydumuz Ay’da Güneş’in etrafındaki bu yaşanabilir bölge içinde oluşmuş ve buraya yerleşmiştir. Ancak iki gök cismine baktığımız zaman birisinin masmavi okyanuslarla, yemyeşil bitki örtüsüyle kaplı ve canlılıkla dolu olduğunu, diğerinin ise canlılıktan yoksun, susuz, kurak ve sonuç olarak pek de kayda değer olmayan bir kaya topu olduğunu görüyoruz. Görsel Uydumuz Ay. Her ikisi de yaşanabilir bölge içinde olmasına rağmen, Dünya yaşama elverişli bir gezegen haline gelmişken Ay için bu durum neden söz konusu olmamıştır? Bu durumun birkaç sebebi var. Öncelikle Ay’ın kendi ekseni etrafındaki dönüşüne ve eksen eğikliğine bir göz atalım. Ay’da Uzun Günler Ve Geceler Eğer Aydaki bir günü’, Dünya’nın etrafındaki bir tam dönüşünü tamamladığı zaman, Güneş’in, Ay’dan bakıldığı zaman aynı noktada tekrar görünmesi için geçen süre olarak tanımlarsak, her Ay günü yaklaşık Dünya gününe eşit olur. Bunun anlamı, Dünya’nın etrafındaki yörüngesinin herhangi bir noktasında Ay’ın bir yüzü, 2 haftadan biraz uzun sürecek şekilde gün ışığı alırken, diğer yüzü aynı süre zarfında karanlık kalır. 2 hafta geçtikten sonra da durum tersine dönerek karanlıkta kalan yüz, 2 haftalık bir aydınlığa kavuşurken diğer yüzü karanlığa gömülür. Benzer bir durum Dünya üzerindeki kutuplarda da görülür. Dünya derecelik bir eksen eğikliğine sahiptir. Bu nedenle yılın belli zamanlarında kutuplar da Güneş ışınlarını alır. Fakat Ay’ın sadece derecelik bir eksen eğikliği vardır. Bu da demek oluyor ki Ay’ın ekseni Güneş ışınlarının geliş açısına neredeyse diktir ve bu nedenle kutup bölgeleri neredeyse hiç Güneş ışığı görmez. Öyle ki Ay’ın kutuplarına yakın yerlerdeki bazı derin kraterler 2 milyar yıldan uzun bir zamandır hiç Güneş ışığı alamamıştır. Isıyı tutacak bir atmosfer olmadan, Ay’ın yüzeyindeki sıcaklık, gündüz-gece geçişi yaşanırken çılgın bir şekilde değişir. Güneş ışığı tarafından aydınlanan Ay’ın yüzeyinde sıcaklık 127 dereceye kadar yükselebilir. Fakat yüzey karanlığa gömüldüğü zaman sıcaklık -173 derece civarında seyreder. Görüldüğü üzere Ay’daki sıcaklık değerleri, Dünya’da alışık olduğumuz mevsim normallerine hiç de benzemiyor. Bu kadar aşırı sıcak ve soğuk havanın yaşandığı bir gök cismi üzerinde, yaşamın ortaya çıkmamış olması pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Ayrıca Ay’da Dünya’da olduğu gibi hava olayları görülmez. Ay’da hava olaylarının görülmemesinin sebebi de Ay’ın bir atmosfere sahip olmamasıdır. Ay’ın Evreleri ve Yüzü Yanlış bilinenin aksine, Ay’ın kalıcı bir karanlık yüzü yoktur. Sadece Ay’ın Dünya’ya hiç bir zaman göstermediği, yani Dünya’dan göremediğimiz bir arka yüzü vardır. Uydumuz her günde gezegenimizin etrafındaki yörüngesinde dönerek bir tam turunu tamamlar. 27 günlük bu süre, Ay’ın kendi ekseni etrafındaki bir tam dönüşünü tamamlamak için geçen süreyle neredeyse aynıdır. Bu iki durumu birlikte düşündüğümüzde, Ay’ın bize göre arka yüzünün neden hiçbir zaman Dünya’ya dönük olmadığını anlayabiliriz. Çünkü Ay, kendi ekseni etrafında ve Dünya etrafındaki dönüş süresinin eşit olmasına neden olan bir “kütleçekimi kilidi” ile Dünya’ya sürekli aynı yüzünü göstermektedir. Görsel Ay kütleçekimi kilidi sayesinde Dünya’ya hep aynı yüzünü gösterir. Bu yüzden Dünya’dan baktığımızda hep Ay’ın aynı yüzünü görürüz. Fakat yörüngesinin herhangi bir yerinde olduğundan bağımsız olarak Ay’ın yarısı, sürekli olarak Güneş ışınları nedeniyle aydınlıktır. Güneş’in ve Dünya’nın birbirine göre konumları ise Ay’ın evrelerini belirler. Şimdi farz edelim ki 3 gök cismi de Güneş, Dünya, Ay doğrusal bir konumda hizalansın ve Ay’da Dünya ve Güneş’in arasında olmuş olsun. Bu durumda Ay’ın bize yakın tarafı, yani Dünya’dan gördüğümüz tarafı Güneş’ten ışık alamaz. Ve böylece Ay’ın karanlık olan yüzüne Yeni Ay’ evresi deriz. Dolunay’ ise Ay’ın ve Güneş’in birbirine en uzak olduğu durumlarda görülür. Dünya, Güneş ve Ay’ın arasında kalır. Bu sefer Ay’ın bize dönük olan yüzü tamamen Güneş ışığına maruz kalır ve aydınlanır. Ay’ın ilk dördün ve son dördün evreleri ise Güneş Dünya ve Ay’ın gökyüzünde yaklaşık 90 derecelik bir açı yapması nedeniyle gerçekleşmektedir. Ay’ın Aydınlık Yüzünden Bakmak Evren, sınırsız bakış açılarının mevcut olduğu bir yerdir. Nasıl ki evimizin arka bahçesinden Ay’ın evrelerini izliyorsak, Ay’daki bir astronotta Dünya’yı evreler halinde görürdü. Bu Dünya evrelerinin sırası herkesin bildiği Ay’ın evrelerine göre ters bir sırayı izlemektedir. Örneğin Dolunay evresinde Ay’ın aydınlık yüzeyindeki birisi, Dünya’nın tamamen karanlığa gömüldüğünü görürdü. Tersine, Dünya tam aydınlık göründüğü zaman Ay, Yeni Ay evresindedir. Bir diğer ifadeyle tamamen karanlıktır. Dünya tam aydınlık durumdayken gezegenimizden yansıyan Güneş ışınları, Ay’ın bize bakan karanlık yüzünü oldukça aydınlatır. Normalde Ay ışığı dediğimiz şey Güneş’ten gelen ışınların Ay’ın yüzeyine vurup bize yansıması olduğunu hepimiz biliriz. Aynı şekilde Dünyamız, yüzeyine vuran Güneş ışığını Ay’a yansıtır. Dünya’nın aydınlık yüzünün ışığı Ay’ın yüzeyine vurduğu zaman bu ışık, Dünya’dan gördüğümüz Dolunay’ın ışığından 43-55 kat daha aydınlatıcı bir etkiye sahiptir. Görsel Ay’dan çekilen bir fotoğrafta Dünya’nın “dördün” evresinde olduğu görülüyor. Dünya’nın yansıyan bu ışığı, gece veya gündüz olması fark etmeksizin Ay’ın yüzeyini aydınlatıcı ve bir miktar da ısıtıcı bir etkiye sahiptir. Aslında Ay’ın Dünya’ya bakan yüzünde meydana gelen birçok gece, gezegenimizin herhangi bir yerindeki geceden daha aydınlık olur. Çünkü Dünya’dan Ay’a yansıyan ışık, Ay’dan Dünya’ya yansıyan ışıktan çok daha güçlüdür. Sonuç olarak Ay’ın Güneş görmeyen tarafının asla zifiri karanlık yaşamadığını söyleyebiliriz. Uydumuzun bir atmosfere sahip olmaması nedeniyle gökyüzündeki yıldızlar Ay’ın her iki tarafında da görünür. Güneş gökyüzünde olsa bile! Tabi ki Ay kendi ekseni etrafında ve Dünya’nın etrafındaki yörüngesinde döndükçe gökyüzünde farklı yıldızlar gözükür. Fakat bu yıldızlar Dünya’daki durumun aksine gündüzleri de çıplak gözle görülebilir. Bir başka durum Ay’dan yıldızlara bakıldığı zaman, yıldızlar Dünya’dan görüldüğü gibi “göz kırpmazlar”. Astronomik Sintilasyon olarak bilinen bu durum, Dünya’nın atmosferinden kaynaklanan bir ışık illüzyonudur. Dünyanın atmosferi gibi gelen yıldızın ışığına müdahale edecek bir atmosfere sahip olmayan Ay’dan bakıldığında yıldızlar “göz kırpmazlar”. Kaynak Çeviri HowStuffWorks, “What Are Days and Nights Like on the Moon”.
Coğrafya ayt konu anlatımı, coğrafya tyt konu anlatımı , coğrafya yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda İklim Bilgisi hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz. İklim Bilgisi Geniş bir sahada, uzun yıllar boyunca 40 – 50 yıl devam eden, atmosfer olaylarının ortalamasına iklim denir. İklim Bilgisi – Sıcaklık – Basınç – Rüzgarlar – Dar bir sahada, kısa süre içerisinde görülen atmosfer olaylarına hava durumu denir. – İklimi inceleyen bilim dalına klimatoloji denir. – Dar sahalarda, kısa süreli atmosfer olaylarını inceleyen bilim dalına meteoroloji denir. – Sıcak ve Soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanına Cephe denir. – Dünya’yı gazlardan meydana gelen bir geosfer tabaka kuşatır. Buna atmosfer denir. Atmosferin Katmanları Atmosfer, yerçekimi etkisiyle iç içe kürelerden meydana gelmiştir. Bunların yoğunlukları ve bileşimleri birbirinden farklıdır. Troposfer Atmosferin en alt tabakasıdır. Ekvator üzerindeki kalınlığı 16 – 17 km, 45° enlemlerinde 12 km, kutuplardaki kalınlığı ise 9 – 10 km dir. Bunun nedeni, Ekvator’daki hava kütlelerinin ısınarak yükselmesi, kutuplarda ise soğuyan havanın ağırlaşarak alçalmasıdır. iklim olayları troposferin 3 – 4 km lik kısmında meydana gelir. Çünkü, iklim olaylarında çok etkili olan su buharı troposferin 3 – 4 km lik kısmında bulunur. Troposfer daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısınır. Atmosferdeki gazların % 75′i troposfer katında bulunmaktadır. Stratosfer Troposferden itibaren 17 – 30 km ler arasında bulunur. Bu tabakada su buharı olmadığı için, iklim olayı görülmez. Stratosferde sıcaklık değişimi yok gibidir. Sıcaklık –45°C civarındadır. Stratosferde yerçekimi çok azaldığı için cisimler gerçek ağırlıklarını kaybederler. Üst kısımlarında ozon gazı bulunur. Şemosfer Stratosferden sonra 30 – 90 km ler arasında bulunur. iki kısımdan oluşur. * Ozonosfer içerisinde bulundurduğu ozon gazından dolayı bu ismi almıştır. Güneş’ten gelen ve canlı yaşamı için zararlı olan ışınları Ultraviyole ışınları gibi tutar. Bundan dolayı canlıların koruyucu katıdır. Dünya’nın aşırı ısınıp, soğumasını önler. * Kemosfer Bu katmana kemosfer denilmesinin nedeni, içerisinde bazı kimyasal olayların meydana gelmesidir. Az miktarda zararlı ışınların tutulması burada da görülür. İyonosfer Şemosferden sonra 90 – 300 km’ler arasında bulunur. Bu tabakadaki gazlar ultraviyole ışınlarının etkisi ile iyonlara ayrılmıştır. iyonlaşma sırasında açığa çıkan enerji ile sıcaklığı yükselmiştir. 250 °C iyonlar arasında elektron alışverişi son derece fazladır. Bundan dolayı haberleşme sinyalleri, radyo dalgaları bu tabakadan yansır. Eksosfer Atmosferin en üst ve en dış sınırını oluşturur. Eksosferde bazı gaz molekülleri yerçekimi etkisinden kurtularak uzaya kaçar. Bu nedenle dış sınırı kesin olarak tespit edilememekte, km ye kadar çıktığı sanılmaktadır. Atmosferin Faydaları – İklim olayları meydana gelir. – Canlı yaşamı için gerekli gazları ihtiva eder. – Güneş’ten gelen zararlı ışınları tutar. – Dünya’nın aşırı ısınmasını ve soğumasını engeller. – Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeden doğacak yanmayı engeller. – Uzaydan gelen meteorların parçalanmasına neden olur. – Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak, gölgede kalan kısımların da aydınlanmasını sağlar. Bir başka ifade ile gölgelerin tam karanlık olmasını önler. – Işığı, sesi, sıcaklığı geçirir ve iletilmesini sağlar. – Hava akımları sayesinde gündüz olan kesimlerin aşırı sıcak, gece olan kesimlerin de aşırı soğuk olmasını engeller. İklim Elemanları 1. Sıcaklık Yeryüzündeki sıcaklığın kaynağı Güneş’tir. Yeryüzünün Güneş’ten aldığı ısı miktarına sıcaklık denir. Termometre ile ölçülür. Sıcaklığın birimi santigrat derece °C dir. Atmosfere gelen enerji % 100 kabul edilirse; – Enerjinin % 25’i bulutların ve atmosferin etkisi ile uzaya doğru yansır. – % 25’i atmosferde dağılarak gölge yerlerin aydınlatılmasını ve gökyüzünün mavi görünmesini sağlar. – % 15’i atmosfer tarafından emilerek atmosferin ısınmasını sağlar. – % 35’i yeryüzüne ulaşır. Bu enerjinin % 27’si yeri ısıtır. % 8’i ise yeryüzüne çarptıktan sonra tekrar uzaya yansır. Sıcaklık Dağılışını Etkileyen Faktörler — Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli faktördür. Güneş ışınları bir yere ne kadar dik düşerse, orası o kadar fazla ısınır. Düşme açısı küçüldükçe ısınma azalır. Düşme açısını belirleyen etkenler şunlardır * Dünya’nın şekli ve enlem Dünya’nın şekline bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının yere düşme açıları küçülür. Bunun sonucunda da Ekvator’dan kutuplara gidildikçe sıcaklık azalır. * Yaşanan Mevsim Dünya’nın eksen eğikliği ve yıllık hareketine bağlı olarak güneş ışınlarının düşme açısı yıl boyunca değişir. Buna göre, Kuzey Yarım Küre, yaz mevsiminde güneş ışınlarını daha dik, kışın daha eğik alır. * Günün Saati Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak, güneş ışınlarının bir noktaya geliş açısı gün boyunca değişme gösterir. Güneş ışınları sabah ve akşam eğik açıyla, öğle vakti ise gelebileceği en dik açı ile gelir. * Bakı ve eğim Güneş ışınlarının düşme açısı, yerşekillerinin Güneş’e bakma durumuna göre Bakıya göre ve yerşekillerinin eğimine göre değişir. — Güneş ışınlarının atmosferde katettiği yol Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol uzadıkça enerji kaybı o oranda artar. Dik açı ile gelen ışınlar daha kısa bir yoldan yeryüzüne ulaşır ve daha az kayba uğrar. Ekvator çevresi gibi Dar açı ile gelen ışınlar ise, daha uzun bir yoldan yeryüzüne ulaşır ve daha fazla kayba uğrar. Kutup çevreleri gibi — Güneşlenme Süresi Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklık artar. Yaz aylarında güneşlenme süresi fazla olduğundan sıcaklık değerleri yüksektir. Yine gün içinde en yüksek sıcaklıkların tam öğle vakti değil, öğleden birkaç saat sonra olması güneşlenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Güneş’ten enerji alınmadığı için soğuma görülür. Bu nedenle günün en soğuk anı, sabah Güneş doğmadan önceki andır. — Yükselti Troposfer katında, yerden yükseldikçe sıcaklık değerleri her 100 m. de 0,5 °C azalırken, alçaldıkça her 100 m. de 0,5°C artar. — Kara ve Denizlerin Dağılışı Aynı miktarda güneş enerjisi alan karalar ve denizler aynı derecede ısınmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk ısınırken, denizler daha az ve geç ısınırlar. Yine karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk soğurken, denizler daha az ve geç soğurlar. Denizler karalara oranla geç ısınıp geç soğuduğu için, karasal iklimlerde en sıcak ay Temmuz, en soğuk ay Ocak iken, denizel iklimlerde en sıcak ay Ağustos, en soğuk ay Şubattır. — Nem Miktarı Nem, bir yerin fazla ısınması ve soğumasını önler. Sıcaklık farkını azaltır. Güneş ışınlarının dik ve dike yakın geldiği Ekvator çevresi Dünya’nın en sıcak yerleri olması gerekirken, nemin fazlalığından dolayı olmamıştır. Dünya’nın en sıcak yerleri ise Dönenceler civarı Tropikal çöller mevsiminde, havanın bulutlu olduğu günlerde, ısı kaybı azaldığından sıcaklık değerleri yüksektir. Havanın bulutsuz olduğu günlerde ise, ısı kaybı daha fazla olduğundan sıcaklık değerleri düşüktür. Kuru ve ayaz bir hava fazla olduğu deniz yüzeylerinde, vadilerde ve alçak ovalarda nemin fazlalığından dolayı sıcaklık kaybı az iken, dağ zirvelerinde nemin azlığından dolayı sıcaklık kaybı fazladır. — Okyanus Akıntıları Okyanus akıntıları, hem denizler hem de karalar üzerinde havanın sıcaklığını etkilerler. Bu akıntılar sıcaklığın Ekvator’dan kutuplara doğru düzenli olarak azalmasını engeller. Ekvator yönünden gelen Gulf – Stream, Brezilya, Kuroşivo ve Alaska gibi akıntılar sıcaklığı yükseltir. Buna karşılık, kutup yönünden gelen Labrador, Kanarya, Oyaşivo, Benguela ve Kaliforniya gibi akıntılar sıcaklığı düşürür. — Rüzgârlar Kuzey Yarım Küre’de güneyden, Güney Yarım Küre’de de kuzeyden esen rüzgârlar, Ekvator yönünden geldikleri için sıcaklığı artırır. Kutup yönünden gelen rüzgârlar ise, sıcaklığı düşürürler. Bu durum enlem – sıcaklık ilişkisine karaya doğru esen rüzgârlar kışın ılıtıcı, yazın ise serinletici etki yapar. Karadan denize doğru esen rüzgârlar ise, kışın sıcaklığı düşürücü, yazın ise sıcaklığı yükseltici etki yapar. — Bitki Örtüsü Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek gündüz yerin fazla ısınmasını önler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışı açısından önemli farklar ortaya çıkar. Sıcaklığın Yeryüzündeki Dağılışı — İzoterm Haritaları Sıcaklık yeryüzünün her yerinde aynı değildir. Yeryüzünde sıcaklığın dağılışını gösteren haritalara izoterm haritaları denir. Aynı sıcaklık değerlerine sahip noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izoterm eş sıcaklık eğrileri denir. İzoterm haritaları ikiye ayrılır; * Gerçek İzoterm Haritaları Yeryüzünde ölçülen gerçek sıcaklık değerlerine göre çizilir. * İndirgenmiş İzoterm Haritaları Bütün yükseltiler deniz seviyesine indirgenerek, her yerin 0 m’de olduğu varsayılarak hazırlanan sıcaklık haritalardır. Enlem farkı daha belirgin olarak ön plana yükseldikçe her 200 m’de sıcaklık 1°C azalır. İndirgenmiş izoterm haritaları hazırlanırken, gerçek sıcaklığına, yükseltisinden dolayı kaybettiği sıcaklık miktarı eklenerek gösterilir. Örneğin deniz seviyesinden 1000 m yükseklikte bulunan bir merkezde ölçülen sıcaklık ortalaması 9°C’dir. Gerçek izoterm haritalarında bu değer gösterilir. İndirgenmiş izoterm haritalarında ise bu merkezin 800 m’de kaybettiği sıcaklık hesaplanır 1000200=5°C Bu değer gerçek sıcaklığına eklenir 9+5=11°C İndirgenmiş izoterm haritalarında bu değer gösterilir. Yükselti arttıkça gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklık arasındaki fark artar. Bir başka ifadeyle bir yerin gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklığı arasındaki fark ne kadar büyükse, deniz seviyesinden yüksekliği o oranda fazladır. — Sıcaklığın Coğrafi Dağılışı Yeryüzünde sıcaklığın coğrafi dağılışı, daha çok enlemin, kara ve denizlerin dağılışı ve yükseltinin etkisi altında belirir. Diğer etmenlerin etkisi de yer yer belirgin olmakla birlikte daha çok bu üç ana etmenle şekillenir. Sıcaklığın yeryüzündeki genel dağılışı incelenirken yıllık ortalama, en soğuk ve en sıcak ay ortalama sıcaklık dağılış haritaları incelenecektir. * Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Yıllık sıcaklık ortalaması bir yerin yıllık sıcaklık bilançosunu verir. Ancak sıcaklığın yıl içindeki değişimini göstermez. Yıllık ortalama sıcaklık haritası incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkar – Dünya’nın şeklinden dolayı ekvatordan kutuplara doğru sıcaklık azalmaktadır. – En yüksek sıcaklıklar Kuzey Yarımküre’de dönenceler çevresinde, karaların iç kısımlarındadır. Nem açığının fazla olması bu durumun oluşmasında etkilidir. – Alçak enlemlerde karalar, yüksek enlemlerde denizler daha sıcaktır. Çünkü karalar alçak enlemlerde daha fazla sıcaklık almakta, yüksek enlemlerde ise daha fazla sıcaklık kaybetmektedir. – Genel olarak, Kuzey Yarımküre’nin sıcaklık ortalamaları Güney Yarımküre’den fazladır. Çünkü Kuzey Yarımküre’deki karaların oranı Güney Yarımküre’den daha fazladır. Bu nedenle termik ekvator daha çok Kuzey Yarımküre’den geçmektedir. – Termik ekvator, meridyenlerin en sıcak noktalarının birleştirilmesiyle elde edilir ve Dünya’nın en sıcak yerlerinden uzandığı varsayılır. Termik ekvator ortalama olarak 8° Ekvator’un kuzeyinden geçer. – Güney Yarımküre’de izoterm eğrileri daha düzgün uzanırken, Kuzey Yarımküre’de daha fazla sapma gerçekleşir. Bu durum Güney Yarımküre’de denizlerin çok daha fazla alan kaplamasından ileri gelir. * Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Ocak ayı, Kuzey Yarımküre’de kış, Güney Yarımküre’de yaz şartları hâkim olduğundan, en yük-sek sıcaklıklar Güney Yarımküre’de Oğlak Dönencesi çevresinde görülür. – Kuzey Yarımküre’de 25°C’den daha yüksek sıcaklık değerleri görülmez. Sibirya, Grönland Adası ve Kanada’nın kuzeyi Dünya’nın en soğuk yerleridir. – Kuzey Yarımküre’de 0° ve 10° eğrileri Atlas okyanusu ve Büyük Okyanus üzerinde kuzeye, Asya ve Kuzey Amerika üzerinde ise güneye doğru çıkıntı yapmaktadır. – Güney Amerika, Güney Afrika ve Avustralya’nın iç kesimleri en yüksek sıcaklık değerlerine sahiptir. – Güney Yarımküre’de deniz ve okyanuslar daha geniş alan kapladığı için 0° ve 10° eğrileri Kuzey Yarımküre’ye göre daha düzgün uzanmaktadır. – Ocak Ayında Güney Yarımküre’nin en soğuk yeri Antartika’dır. * Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Bu ayda, Kuzey Yarımküre’de yaz, Güney Yarımküre’de kış şartları hâkim olduğundan, en yüksek sıcaklıklar Kuzey Yarımküre’de Yengeç Dönencesi çevresinde görülür. – Bu ayda Dünya’nın en sıcak yerleri; Büyük Sahra, Arabistan Yarımadası,Asya’nın iç kısımları ile Meksika ve Kuzey Amerika’nın iç kısımlarıdır. – Kuzey Yarımküre’de 20° ve 25° eğrileri Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus üzerinde soğuk su akıntılarının etkisiyle güneye doğru sokulurken Asya ve Amerika üzerinde yüksek enlemlere doğru sokulmaktadırlar. – Bu ayda Güney Yarımküre’de en soğuk yerleri -10° ile Antarktika çevresi oluşturmaktadır. – Bu ayda da Güney Yarımküre’de deniz ve okyanusların etkisiyle izoterm eğrileri Kuzey Yarımküre’ye göre daha düzgün uzanmaktadır. 2. Basınç Atmosferi oluşturan gazların yeryüzüne yaptığı etkiye basınç denir. Basınç barometre ile ölçülür. Basıncın değeri milibar mb denilen birimle belirtilir. Aynı basınca sahip olan noktaların birleştirilmesiyle oluşturulan iç içe kapalı eğrilere ise izobar adı verilmektedir. Atmosfer basıncını etkileyen faktörler şunlardır * Yerçekimi Yerçekiminin etkisiyle gazlar Dünya’yı çepeçevre kuşatmıştır. Yükseklere doğru çıkıldıkça ve alçak enlemlere doğru geldikçe yerçekimi azalır. Buna bağlı olarak basınç da azalır. Yerçekimi ile basınç arasında doğru orantı vardır. Yerçekimi arttıkça basınç artar, yerçekimi azaldıkça basınç azalır. * Yükselti Yükseldikçe basınç azalır. Bunun nedeni, yükseklere doğru çıkıldıkça Atmosfer’i oluşturan gazların yoğunluklarının yerçekimi etkisiyle azalmasıdır. Basınç ile yükselti arasında ters orantı vardır. * Termik Etkenler Sıcaklık Sıcaklığın artmasıyla hava genişler, hafifler ve yükselir. Yükselen havanın yere yaptığı basıncın azalmasıyla, alçak basınç alanları doğar. Sıcaklığın azalmasıyla soğuyan havanın hacmi daralır, ağırlaşır ve alçalır. Alçalan havanın yere yaptığı basıncın artmasıyla yüksek basınç alanları doğar. Bu şekilde, ısınma ve soğumaya bağlı olarak oluşan basınç merkezlerine termik basınç merkezleri denir. Örneğin, Ekvator çevresi sürekli sıcak olduğundan, burada termik alçak basınçlar oluşmuştur. Kutuplar civarı ise, sürekli soğuk olduğundan burada da termik yüksek basınçlar oluşmuştur. Sıcaklık ile basınç arasında ters orantı vardır. * Dinamik Etkenler Hava kütlelerinin alçalarak yığılması veya yükselerek seyrekleşmesi sonucunda ortaya çıkar. Örneğin, troposferin üst kısımlarında, Ekvator’dan kutuplara doğru esen Ters üst Alize rüzgârları Dünya’nın dönme hareketinin etkisiyle 30° enlemleri civarında alçalarak yüksek basınç alanlarını oluştururlar. Bununla birlikte, Batı ve Kutup rüzgârları da 60° enlemleri civarında karşılaşınca yükselirler ve burada alçak basınç alanlarını oluştururlar. işte, bu şekildeki hava hareketlerine bağlı olarak oluşan basınç merkezlerine de dinamik basınç merkezleri denir. Atmosfer basıncı, yere yaptığı basınç derecesine göre üçe ayrılır. Normal Basınç 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde, 0°C sıcaklıkta, 760 mm yüksekliğindeki cıvanın yaptığı basınca eşit olan atmosfer basıncına normal basınç denir. Bu basınç 1013 milibardır. Yüksek Basınç Antisiklon 1013 milibardan daha yüksek olan basınçlara yüksek basınç denir. Yüksek basıncın görüldüğü yerlerde alçalıcı hava hareketleri vardır. Alçak Basınç Siklon 1013 milibardan daha az olan basınçlara alçak basınç denir. Alçak basıncın görüldüğü yerlerde yükselici hava hareketleri vardır. * Gaz Yoğunluğu Havanın yoğunluğu ile atmosfer basıncı doğru orantılıdır. Yoğunluk arttıkça atmosfer basıncı artar. Yer yüzündeki Sürekli Basınç Alanları — Termik Kökenli Basınç Alanları * Ekvatoral Alçak Basınç Alanı Tropikal Siklon Ekvatoral bölge üzerinde bütün Dünya’yı kuşatan sürekli bir alçak basınç alanı uzanır. Bunun nedeni buraların devamlı ısınmasıdır. Bu basınç kuşağı kışın güneye, yazın da kuzeye doğru genişler. Kutuplar Yüksek Basınç Alanı Polar Antisiklon Kutuplar yıl boyunca soğuk olduklarından, buralarda sürekli bir yüksek basınç alanı oluşmuştur. Bu basınç alanı kışın genişler, yazın da daralır. — Dinamik Kökenli Basınç Alanları * Ekvator Üstü Yüksek Basınç Alanı Subtropikal Antisiklon Ekvatoral bölgede, ısınarak yükselen hava kütleleri üst alizeler halinde kutuplara doğru eserken, gerek Dünya’nın ekseni etrafında dönmesinden, gerekseyerçekimi ve soğumadan dolayı 30° enlemleri civarında alçalır. Sonuçta, bu enlemlerde yüksek basınç alanı oluşur. Kutup Altı Alçak Basınç Alanı Subpolar Siklon Batı ve Kutup rüzgârları, 60° enlemleri civarında karşılaştıktan sonra yükselirler. Sonuçta bu enlemlerde alçak basınç alanı oluşur. 3. Rüzgarlar Yüksek basınç antisiklon alanlarından alçak basınç siklon alanlarına doğru olan yatay hava akımlarına rüzgâr denir. Rüzgârın yönü, coğrafi yönlerle ifade edilir. Rüzgâr hızı anemometre adı verilen aletle ölçülür. Rüzgârın Hızını Etkileyen Faktörler * Basınç farkı Rüzgârın hızı basınç farkıyla doğru orantılıdır. Basınç farkı çok ise rüzgâr hızlı, basınç farkı az ise rüzgâr yavaş eser. İki bölge arasındaki basınç farkının sona ermesi ile rüzgâr etkinliği kaybeder. * Basınç merkezleri arasındaki uzaklık-mesafe Aynı basınç farklarına sahip, birbirinden farklı uzaklıktaki noktalar arasında rüzgârların hızı farklıdır. Birbirine yakın olan noktalar arasında, izobar yüzeylerinin eğimi fazladır ve rüzgâr hızlı eser. Birbirine uzak olan noktalar arasında ise, izobar yüzeylerinin eğimi azdır ve rüzgâr yavaş eser. * Dünya’nın Dönmesi Merkezkaç Etkisi Dünya’nın dönüşüne bağlı olarak rüzgârlar, düz çizgiler yerine saparak hareket ederler. Bu sapmalar ise onlara hız kaybettirir. * Yer Şekilleri Sürtünme Engebeli arazilerde rüzgârlar çok fazla engellerle karşılaştığı için hızları azalır. Bundan dolayı, rüzgârların hızı, sürtünmenin azaldığı düz ve açık alanlarda fazladır. Rüzgarın Yönünü Etkileyen Faktörler * Basınç merkezlerinin konumu-yeri Rüzgârın yönünü belirleyen, öncelikle basınç merkezlerinin konumudur. Basınç merkezleri yer değiştirdikçe rüzgârın yönü de değişir. * Yeryüzü Şekilleri Rüzgârlar basınç merkezleri arasında hareket ederken, yeryüzü şekillerine çarparak yön değiştirirler. Bir bölgede rüzgârın yıl içerisinde en fazla estiği yöne hakim rüzgâr yönü denir. Hakim rüzgâr yönü yer şekillerine göre ortaya çıkar. * Dünya’nın Dönmesi Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi sonucunda, rüzgârlar basınç merkezleri arasındaki en kısa yolu izleyemezler. Rüzgârlar, Kuzey Yarım Küre’de hareket yönünün sağına, Güney Yarım Küre’de ise hareket yönünün soluna saparlar. Yüksek basınç alanlarında rüzgârlar, merkezden çevreye doğru hareket ederler. Alçak basınç alanlarında ise rüzgârlar, çevreden merkeze doğru hareket ederler. Rüzgar Çeşitleri — Sürekli Yıllık Rüzgârlar Yıl boyunca alçak ve yüksek basınç rüzgarları arasında esen rüzgarlara denir. Bu rüzgarlar okyanus akıntılarına yön verir ve yeryüzünün iklimlerin makro klima üzerinde etkili olurlar. * Alize Rüzgârları 30° Kuzey ve 30° Güney enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, Ekvator’daki termik alçak basınç alanına doğru esen rüzgârlardır. Alize rüzgarlarına ters yönde esen rüzgarlara ters alizeler denir. Tropikal Kuşak rüzgarlarıdır. – Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak, denizler üzerinden geçerken nem kazanırlar. – Tropikal kuşaktaki karaların doğu kıyılarına bol yağış bırakırlar. Bu nedenle Doğu rüzgârları da denir. – Sürekli olmaları ve yönlerinin belli olması nedeniyle, yelkenli gemiler döneminde bu rüzgârlardan faydanılmıştır. Bu nedenle bu rüzgârlara ticaret rüzgârları trade winds da denilmiştir. – Ekvatoral bölgede karşılaşan Alizeler, 3 – 4 km kadar yükselerek kutuplara doğru hareket ederler. Bunlara da ters alize üst alize adı verilir. – Ters alizeler, dönenceler üzerinde alçalarak tropikal çöllerin oluşmasına neden olurlar. Sıcak okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar. * Batı Rüzgârları 30° enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır. Türkiye batı rüzgarları kuşağında yer alır. – Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak, denizler üzerinden geçerken nem kazanırlar. – Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarına bol yağış bırakırlar. Orta kuşak rüzgarlarıdır. – 60° enlemleri civarında Kutup rüzgârları ile karşılaşarak cephe yağışlarına yol açarlar. * Kutup Rüzgârları Kutuplardaki termik yüksek basınçlardan, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır. Özellikleri; – Soğuk ve kuru oldukları için, etkili oldukları alanlarda sıcaklığı azaltarak kar yağışlarına neden olurlar. – 60° enlemleri civarında Batı rüzgârları ile karşılaşarak cephe yağışlarına yol açarlar. – Soğuk okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar. — Devirli – Mevsimlik Rüzgârlar Musonlar * Yaz Musonu Yaz mevsiminde karalar denizlere göre daha fazla ısınır. Bu nedenle buralarda alçak basınç alanları oluşur. Aynı mevsimde deniz ve okyanuslar daha serin oldukları için, yüksek basınç alanı durumundadırlar. Bunun sonucunda, deniz ve okyanuslardan kara içlerine doğru büyük bir hava akımı olur. Bu rüzgârlara yaz musonu denir. denizden karaya doğru eser Yaz musonları deniz ve okyanuslardan kaynaklandıkları için bol nem taşırlar. Bu yüzden etkili oldukları yerlere bol yağış bırakırlar. * Kış Musonu Kış mevsiminde karalar, denizlere oranla daha fazla soğuyarak yüksek basınç alanı oluştururlar. Aynı mevsimde denizler ve okyanuslar üzerinde alçak basınç alanı vardır. Bunun sonucunda, karaların iç kesimlerinden deniz ve okyanuslara doğru büyük bir hava akımı olur. Bu rüzgârlara kış musonu denir. Kış musonları kara kaynaklı oldukları için soğuk ve kurudurlar. Bu nedenle başlangıçta yağış getirmezler. Ancak, denizler üzerinden geçtikten sonra bir karaya varırlarsa yamaç yağışlarına yol açarlar. — Yerel Rüzgârlar * Meltem Rüzgârları Gün boyunca oluşan sıcaklık ve basınç farkları sonucu meydana gelirler. Deniz ve Kara Meltemleri Gündüz, karalar daha çok ısınacağı için alçak basınç alanı, denizler ise yüksek basınç alanıdır. Bunun sonucunda denizden karaya doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra deniz meltemi denir. Gece ise, karalar daha fazla soğuyarak yüksek basınç alanı durumuna geçerler. Denizler daha sıcaktır ve basınç azdır. Bunun sonucunda da, karadan denize doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra kara meltemi denir. Vadi ve Dağ Meltemleri Gündüz, dağ dorukları vadilerden daha erken ısınır ve alçak basınç oluşur. Vadiler ise, daha serindir ve yüksek basınç alanıdır. Bunun sonucunda, vadi tabanlarından dağ yamacına ve doruklarına doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra vadi meltemi denir. Geceleri ise, dağ yamaçlarında ve yüksek plâtolarda hızla soğuyan hava yüksek basınç alanı oluşturur. Alçak ovalar ve vadiler ise, nem oranının daha fazla olması nedeniyle sıcaktır ve alçak basınçlar görülür. Bunun sonucunda da, dağ yamaçlarından alçak ova ve vadilere doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra dağ meltemi denir. * Sıcak Yerel Rüzgârlar Föhn Fön Hava kütleleri dağ zirvesine doğru çıkarken, sıcaklığı yaklaşık her 100 m. de 0,5 °C azalır. Belli bir yükseltiden sonra bünyesindeki nemi yağış olarak bırakır. Dağın arka yamacına geçtiğinde kuru özelliktedir ve yamaca sürtünerek alçalır. Sürtünmenin etkisiyle sıcaklığı her 100 m. de 1°C artar. Dağ zirvelerinden aşağıya doğru sıcak ve kuru olarak esen bu rüzgârlara föhn rüzgârı denir. Föhn rüzgârı, İsviçre’de Alpler’in kuzey yamaçlarında görüldüğünden bu ismi almıştır. Föhn rüzgârı Türkiye’de, Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nın denize bakan yamaçlarında kışın ve ilkbaharda görülür. Sirokko Kuzey Afrika’da, Büyük Sahra Çölü’nden sıcak ve kuru olarak Akdeniz’e doğru esen rüzgârdır. Fas, Tunus ve Cezayir’de etkisi belirgindir. Akdeniz’i geçerken nem kazanır. İspanya, Fransa ve İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakır. Hamsin Sudan’dan gelen ve Mısır’dan Akdeniz’e doğru esen rüzgârdır. Sıcak, kuru ve boğucu bir rüzgârdır. * Soğuk Yerel Rüzgârlar Bora Dalmaçya kıyılarında, Dinar Alpleri’nden Adriya Denizi’ne doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır. Hızı fazladır. Mistral Fransa’nın Rhone vadisini izleyerek Akdeniz’e doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır. Krivetz Kriviç Romanya’da, Aşağı Tuna Ovası’na doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır. Bükreş’te krivetz etkili olduğunda sıcaklık 10 – 15°C düşer. * Tropikal Rüzgârlar Sıcak kuşakta, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 100 – 150 kadar çıkabilen rüzgârlardır. Daha çok okyanuslar üzerinde oluşurlar. Belirli yollar izleyerek karaların üzerine de sokulurlar. Sarmal hava hareketleri halinde olduklarından, genellikle hortumlara sebep olurlar. Çevrelerine büyük zarar verirler. Tropikal rüzgârlara, Asya denizlerinde ve Avustralya’nın Büyük Okyanus kıyılarında Tayfun Çince “Büyük rüzgar” demektir, Meksika Körfezi kıyılarında Hurrican Hariken, Afrika’nın bazı kesimlerinde ve Latin Amerika kıyılarında da Tornado Hortum adı verilir.
ayda havanın gündüz sıcak gece soğuk olması durumuna ne denir