🦝 Allah Yılanı Neden Sürüngen Yarattı
İnsanınemrine verilen hayvanlar tam bir itaatle ona hizmet eder. Ayrıca, kâinat yaratılmasaydı, Allah'ın sıfatlarının ve isimlerin o sonsuz kemali ve güzelliği bilinmeyecekti. Bu bilgi sadece Allah'a mahsus kalacaktı. Cenab-ı Hak isim ve sıfatlarının manevi güzelliklerini tecelli ettirmekle, kendi cemal ve kemalini bu
Nitekimkitaptaki sayfa 179`da açıklığı gibi bu işaretin yukarıdan aşağı ( I ) çizgisi Siyonist sembollere göre “dünya hakimiyeti”ni ifa etmektedir.(S) harfi ise yine Siyonist inançlara göre “Kuyruğunu ısıran yılan”ı temsil etmektedir. Siyonist inançlara göre yılan kuyruğu ısırdığı zaman zafere ulaşılacaktır.
f) hor görmek, iğrenmek abhorrence (i) nefret; nefret edilen veya tiksinilen herhangi bir şey abhorrent (s) nefret uyandıran, iğrenç; (to) ile karşı, muhalif, zıt.
Ancakterör noktasına varana dek sevdiğim ve arzuladığım şeylerle ayığım – geri kalan her ne varsa kefenli mobilyalardır, gündelik anestezidir, beynin bokudur, totaliter rejimlerin alt-sürüngen can sıkıntısıdır, basmakalıp sansür ve
Hattabu eşitliği sadece insanla sınırlamamız da haksızlık olur. Çünkü birisi çıkıp haklı olarak, niçin Allah bizi insan, yılanı ise sürüngen bir hayvan yarattı, yılanın suçu
1 İBDA (Yoktan yaratma) : Bize Allah’ı tanıttıran üç özel kaynak vardır: Kur’an, Sünnet ve Kâinattaki eserler. Bunları ma-nasıyla okuyan, anlayan, tefekkür eden Allah’ın bir şeye “OL” demesiyle olacağını algılar ve ikna olur. 2- İNŞA (buna tedrici/basmak basamak yapılandırma da diyebiliriz.): Bu tarz yaratmada
Ancakçoğunuzun düşündüğünün aksine bu kutsal savaş Müslüman, Hristiyan ve Yahudi arasında değildir. Öyle gözükse bile gerçek olan bu değil. Neden biliyor musunuz? Çünkü son günlerin savaşının liderleri firavunun soyuyla peygamberlerin soyu olacak. Allah'a inananlar ile şeytana inananlar arasında olacak bu savaş.
vIAo. Okuyun, rt edip okutturun flood KOSKOCA EVRENDE ALLAH NEDEN İNSANI ÖNEMSİYOR; iddia Evrende o kadar galaksi ve gezegen var iken koskoca Allah neden toz tanesi kadar yer kaplamayan bizler ile uğraşıyor?Sayın iddia sahibi senin için bir kağıt havlu mu daha değerli yoksa minik bir pırlanta mı? Havlu kağıdın yüz ölçümü kat be kat daha fazla olduğu için senin mantıki çıkarımın ile daha değerli olmalı! Değerlerin büyüklük ve küçüklüğe göre olduğunu söyleyen bir mantık yasası mı katında dünyanın daha değerli olmadığını nasıl bilebilirsin? Sadece büyüklük ve küçüklük karşılaştırması ile mi bu sonuca vardın yoksa daha iyi bir argümanın mı var?Eğer ki evrende dünyanın çok küçük bir kapladığı sonucundan buna ulaştıysan boyutça büyük olan her şeyi değerli görmen lazım. A5 kağıdının 200 tl’den daha değerli olduğunu söyleyemiyorsan bu iddianın çürük ve içi boş olduğunu kabul etmen lazım!Ayrıca iddia sahibinin yanlış düşündüğü bir kısım daha var; Allah’ın küçük şeylerle uğraşmacağı yanılgısı! Sayın iddia sahibi biz Allah için çok güçlü değil “mutlak güçlü” deriz. Yani Allah için bir galaksiyi yaratmak ile bir kum tanesini yaratmak arasında fark ayet-el kursi’de dediği gibi “Bundan hiçbir yorgunluk da hissetmez” Şöyle düşünün; bir kağıda “evren” yazmak mı daha zordur “çakıl” yazmak mı? Sizin için ikisini de yazmak nasıl aynı kolaylıkta ise Allah için de ikisini yaratmak aynı kolaylıkta!Her şeye gücü yeten bir yaratıcı senin iddia ettiğin gibi boyutça büyük şeyler ile ilgilenip küçük olanlar ile ilgilenmeyen bir yaratıcı değil toz tanesinden tut galaksilere kadar her şey ile ilgilenen bir yaratıcı! Evet koskoca Allah koskoca evrende beni de seni de önemser!Her an herşeyden haberdar olan birinden bahsediyoruz! O yüzden biraz daha oksijen alsan iyi olacak.. İkinci iddiaya gelirsek; diğer galaksi ve gezegenler neden var? kozmos eğer tek galaksi yada tek gezegenden ibaret olsaydi bu sefer de şu iddia ile gelinmeyecek miydi?Allah’ın gücü sadece buna mı yetiyor? Neden tek bir tane galaksi yaratmış?” Sayın iddia sahibi her şeye gücü yeten Allah neden yaratmasın ki diğer gezegenleri? Ayrıca insan; kalbi ve aklı ile diğer bütün yaratılanlardan genişliğimiz veya uzunluğumuz değil düşüncemiz, duygularımız, irademiz belirler! Kalpte süveyda denilen yermecazi galaksilerden gezegenlerden çok daha derin anlamlar zaten evreni değerli kılan bizim onu keşfetmemiz değil mi? Sanırım yeterince büyüksün ve değerlisin insanoğlu! Sadece bir fırt daha oksijen alıp iddianın ne kadar çürük olduğunu anla!
Şöyle sorularla sıkça muhatap oluruzYaratılıştan kusursuz olan canlılarla kusurlu yaratılanlar arasında ne fark vardır ki, kusurlular böyle yaratıldılar? Bunu Allah’ın adaleti ile nasıl açıklayabiliriz?Önce bu sorunun pek çok meselenin nirengi noktası olan zor bir soru olduğunu kabul etmek zorundayız. Eğer böyle soruların yeni bir şey söylemeye gerek kalmayacak bir cevabı verilebilmiş olsaydı şimdi biz de cevap aramak zorunda kalmazdık. Hatta cevap için şöyle karşı bir soru da sorulabilir Her zaman her sorunun kesin cevabı verilebilir mi, ya da verilmiş midir? Verilmemişse, ki öyle gözüküyor, o zaman da bundan şöyle bir sonuç çıkarabiliriz Demek ki kulun böyle soruların cevabını kendi şartlarına göre arama gibi bir görevi daha vardır. Bu da onun tefekkürün bütün bileşenleri yardımıyla aklını kullanmasının istenmiş olmasıyla eş anlamlıdır. Düşünecek ve imanını tahkik düzeyine çıkaracak. Tekdüze olmayan hayatta pentatlon yarışını kazanacak. Bu aynı zamanda insana ve düşünmeye verilen değerin de bir okuduğumuz Telhis’ kitabında şu anlamda bir beyit vardı “Nice fevkalade akıllı insanlar görürsünüz, hayatları zorluklarla doludur. Ve nice zırcahil insanlar görürsünüz, nimetler içinde yüzerler. İşte bu durum bazen düşünceleri allak bullak eder ve derya gibi âlimi bile zındık yapar.” Demek ki meselenin çözümü kolay değildir ve düşünüp hikmetlerinin bulunmasını gerektirir. Mesele doğrudan şer problemi teodise ile de aklımıza gelenleri söyleyelimÖnce kusurlu olma ne demektir? Mesela boyu uzun olan mı kısa olan mı kusurludur? En olumlu saydığımız bir insanla en olumsuz saydığımızı bir çizginin iki ucuna koyalım, arada daha sonsuz sayıda farklı insan olacak. Hangisinin yaratılışını en kusursuz sayacağız? Kaldı ki bize göre kusurlu saydıklarımızın yanında pek çok açıdan, yine bize göre daha iyi durumda olanlar bulunacak. O zaman adaleti ve adaletsizliği nereden başlatacağız?Sonra Allah’ın yaratmasındaki adaleti biz kendi ölçülerimizle mi belirleyeceğiz? Sanki Allah herkesi eşit yaratmak zorunda idi de bir kısmını farklı yaratınca adaletsizlik yapmış oldu. Oysa meseleye bu kısacık imtihan dünyasında Allah’ın herkese istediği soruyu sorup ondan o sorunun cevabını bekliyor olması olarak bakmak daha mantıklı olabilir. Hangi sorunun kaç derecelik bir puanının olduğunu da biz bilmiyoruz. Muhtemelen bu farklılıktaki adaleti ancak gidince Allah’ın cc herkesi her bakımdan eşit yaratmasının adalet olduğunu sanabiliriz. Oysa bu her şeyin altüst olması ve hayatın bitmesi anlamına gelir. Birinin diğerinden farklı yaratılmış olmasını adaletsizlik sayarsanız dünyadaki herkesin her bakımdan eşit olması gerektiği sonucuna varırsınız. Zamanda, mekanda, cinsiyette, boyda postta, sağlıkta, zenginlikte fakirlikte… ilah. O takdirde hayatın aslında hiç olmadığını ve durduğunu göreceksiniz. Hatta bu eşitliği sadece insanla sınırlamamız da haksızlık olur. Çünkü birisi çıkıp haklı olarak, niçin Allah bizi insan, yılanı ise sürüngen bir hayvan yarattı, yılanın suçu neydi? diye sorabilir. Veya bunu yılanın kendisi sorabilir. O takdirde onlarla da bir eşitlik sağlandığını düşünün. Hatta bunu hayatın diğer bütün alanlarına ve diğer bütün varlıklara doğru genişletin ve sonra da karşınıza çıkan manzarayı hayal edin! Böyle bir hayat olabilir mi? Demek ki farklılıkta hikmet vardır ve bu durum adaletin ta kendisidir. Ancak bizim bu hikmeti/ hikmetleri anlamaya çalışmamızın da bir sakıncası tekrar sadece insanlara gelelim ve tekrar bütün insanların her bakımdan eşit olduğunu hayal edelim. Kim kiminle evlenecek, kim kimi çalıştıracak, kim kimi sevecek? Farklılık olmazsa sevgi, merhamet, acıma, yardımlaşma gibi yüzlerce duygu ve ilişki kaybolup gitmeyecek mi? Böyle bir hayatta yaşamayı kim ister? Bir güçlünün bir özürlüye el uzatması, bir zenginin bir fakirin imdadına koşması, bir sağlamın bir hastaya merhem olması gibi yüzlerce duygu karışmamış bir hayatın tadı tuzu kalır mı?Bu sebepledir ki Resûlüllah Efendimiz sa “Siz dünya nimetleri konusunda kendinizden aşağı saydıklarınıza, ibadet ve takva konusunda ise yukarıda gördüklerinize bakın” buyurur. Bu durum bile farklılığın aslında insanın yükselmesi için bir motivasyon olduğunu gösterir. Dünya nimetlerinde kendinizden üstün saydıklarınıza özeneceğinize, ibadet ve takvada üstün olanlara bakıp onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz. Bu daha akıllıca Şafak
Merhaba. Dini bilgisi o kadar kuvvetli biri başlığını araştırıyordum sayfanıza denk geldim, ki başlıktaki sorugerçektende inancımı ettiğim husus Allah insanı yarattığında cennetine mevzusu veyahut yasak meyva yaşamaya başlayan insan bir meyva yüzüne tekrar cennete veya cehennem e giriş sebebi olacak olan bir alanagönderiliyor? Yani yaratılan ilk 2 insan yasak meyva kopardı diye cehenneme gitme durumuyla yüzyüze kalıyor insanoğlu,bunu açıklayabilirmisiniz teşekkürler.
Aslında bu, sadece insan psikolojisinde değil tüm doğru algılanması istenen disiplinlerde de rahatlıkla uygulanabilir niteliktedir. İnsanın iç dünyası çok karmaşık bir yapıya sahiptir onun algılanması ve anlaşılması oldukça uzun bir zaman alacaktır. İşte bu yüzden bizde insan psikolojisini incelerken hızlı bir yol almaya gayret göstermeden konulanın yoğunluklarına ve önem sırasına göre gideceğiz. İlk elde işleyeceğimiz konular insanın yapısındaki tüm kötülüklerin üreticisi konumunda olan "nefisle" ilgili olacaktır. Çünkü nefis, insan içindeki bir yaramaz çocuk gibidir. Her zaman rahatı ve problemsizliği İsler. Aslında o farkında olmadan cennetle alıştığı hayalı bu dünyada gerçekleştirmeye çalışmakladır. İşte zaten nefsin yanılma noktası da burasıdır. Nefis nedir? Nefisle ilgili İslam İlahiyatında çok şey söylenmiştir. Nefis insanın özü, kendisi, benliği, onun içindeki tüm dürtüleri, işleklerin çıkış yeridir. Nefis daima rahatı isteyendir, insanın canının islediği şeyleri ona yaptıran yerdir. Nefis "hiçbir zaman yenilmeyi altla kalmayı istemeyen, tüm insanlara hükmetmek, üste çıkmak" isteyendir. Nefis sabırsız olan, şehveti isteyen, insandaki tüm problemli kötü olan huyların kaynağıdır. 1 lep ilgi ve iltifat görmek isteyen, her zaman şımarmaya meyal kabına sığmayan, kontrolsüzlüğü ilke edinmiş, her zaman şeytanı ile irtibat halinde olup, onun tesirinde kalandır. İşle bu anlamda insanın nefsini yani kendisini çok iyi tanımaya ihtiyacı vardır. Çünkü nefis insandan hiç ayrılmayacaktır, ve ona sürekli problem üretecektir, bu yüzden eğer bizler onu ne kadar iyi anlayabilir, ne kadar iyi terbiye edebilir, ne kadar iyi kontrol altında Kıtabilirsek o kadar Allah'a yaklaşabiliriz. Çünkü nefis her zaman bizi Allah'tan uzaklaştırmanın yolunu arayacaktır. "And olsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekle okluğunu biliriz, biz ona sah damarından daha yakınız." Bu arada şeytan sürekli nefsin elinden tutacaktır, nefsimizi şeytanın elinden almanın tek yolu, bilincimizle, aklımızla, ve kalbimizle Allah'ın elinden tutabilmemizdir. Bu yazıların amacıda zaten tamamen bunun üzerine kurulmuştur, Kur'an da nefis her zaman kötülenmez. çünkü iman etmiş nefisler vardır. Onlar Allah'ı tamamen hissetmiş onu görmüş ve ona gönülden itaat etmiştir, Allah buna mutmain nefis diyor. Ayrıca Allah, kitabında nefsin beş aşamasından bahsediyor. Bunlar I Nefti emmare İnsan nefsinin ilk halidir hanı olan insanın hayvani yönüdür, fanının her çektiğini kontrolsüzce yapmak isteyen ve ancak kendi egosundan razı olan. kendisine çok düşkün, sürekli şehevi duyguları ön planda olan kural tanımayan saygısız, insana hayasızlığı ve çirkin şeyleri yaptıran nefistir. "Ben nefsimi temize çıkartmam çünkü nefis "rahmanın kendisini esirgediği haller hariç " mutlaka kötülüğü emre dendir." Yusuf 53 2Nefsi lâvvanıe Nefsi emmarenin bir üst aşamasıdır. Hatalarını günahlarını fark edip. nefsini kölü huylarından arındırmaya çalışan kendisini sürekli kınayan nefistir. Kendisini göre bilmiş ve halinden memnun olmayan nefistir. Allah kitabında bu nefisten; 'kendini kınayıp duran nefse and olsun kıyamet' iki şekilde balı sel inekledir. Çünkü bu nefis yavaş yavaş kirlerinden uzaklaşıp Allah'a yaklaşmaya çalışan nefistir. 3Nefsi raziye Nefsi lavvemenİn bir üst aşamasıdır kişinin kendisi eleştirdikten sonra kendi halinden, kaderinden başına gelen musibetlerden, tüm olarak Allah'tan ve on dan gelen şeylerden razı olmuş nefistir. Her hal ve şekilde sürekli Allah'a tebessüm eden nefistir. Kıvama gelmiş kişinin nefsinin kalbini kuşatır. 4Nefsi merziyye Nefsi raziye aşamasına gelmiş Allah'ın kendisine taktir elliği her şeyden razı olmuş nefisten Allah'ında razı olmasıdır. Bu nefis hiçbir zaman sızlanmaz, süreklî mutlu ve huzurludur, çünkü kendisini aşmıştır. Allah'la ondan razı olduğunu ona hissettirmiş, ona bu lezzeti tattırmıştır. "Rabbİne razı edici ve razı edilmiş olarak dön!" Fecr28 5Nefsi mutmainne Tatmin olmuş nefs mutlu olmuş aynı zamanda ideal olan nefistir de. Çünkü Allah'ı lam olarak anlamış onu lam olarak hissedebilmiş ve onu lanı olarak görebilmiştir. Bu nefsi sıkıntıya sokabilecek, üzebilecek, Allah'tan uzaklaştırabilecek hemen hem hiç bîr şey yoktur. Her zaman Allah ile beraber yaşayan insan makamındaki iman etmiş nefistir. "Ey mutmain nefs" fecr 27 Nefsin bu boş aşaması, insanın Allah'a varırken nefsi ile geleceği yerlerin adıdır. Allah insanı yaratırken biçim şekil olarak en mükemmel şekilde yaratmıştır. Ancak nefsini ise aşağıların aşağına çevirmiştir. İşle bu dünyada insandan beklediği, her türlü kirlere ve kütü huylarla çevrili olan nefsimizi aşağılardan alıp, biçim ve şeklimizdeki mükemmelliğe denk hale getirebilmektir. Allah'ın insanda en çok beklediği, görmek islediği halin adı da budur. Bunu kavrayabildiğimiz oranda rızayı ilahiyi kazanabiliriz ve Allah'a yaklaşabiliriz. Her kim. kendi nefsini temizleyip arındırırsa felah bulacaktır. İler kimde onu günahla ve kötü huylarla örtüp sararsa kaybedenlerden olacaktır. -son-
Hz. Muhammed Şu kâinat ağacının en münevver ve en mükemmel meyvesi? Rahmet-i İlâhiyenin timsali? Muhabbet-i Rahmaniyenin misali? Hakkın en münevver delili? Hakikatın en parlak lambası? Kâinat tılsımının anahtarı? Yaratılış muammasının keşşafı ? Hikmet-i âlemin şarihi ? İlâhi saltanatın dellalı ? Rabbani san?at güzelliklerinin vasfedicisi? Mevcudattaki kemalatın en mükemmel örneği? Kâinatın yaratılış gayesi? Ezel - ebed Sultanının mübelliği, elçisi ? Hakkıyla ibadete lâyık olan Allah?ın en halis kulu? Yüce ilimlerin kaynağı ve öğreticisi? Kalplerin sevgilisi? Akılların muallimi? Nefislerin terbiyecisi? Ruhların sultanı? İnsanlığın efendisi? Rahmani sırların iniş merkezi? Enbiyalar kervanının komutanı? Ezel Sırlarının şahidi? İnsanlığın şanlı bülbülü? Umum ehl-i cennetin reisi? İnsanlığın iftihar vesilesi? Kâinatın yaratılış sebebi? Dünya ve âhiret mutluluğuna vesile? Alemlerin Rabbi olan Allah?ın sevgilisi? İlâhi cemalin en mükemmel şuurlu aynası? Cenabı Hakkın güzel isimlerinin en parlak aynası? Bütün peygamberlerin mirasçısı? Bütün insanlık namına Allah?ın muhatabı? İnsanlara olan hadsiz İlâhi ihsanların en mühim bir vesilesi? En mükemmel kâmil insan ? En mükemmel bir mürşid? En büyük rehber? En mükemmel öğretmen? En büyük dellal? Kâinatın mânevî bir güneşi? İlâhî lütuf ve rahmete parlak bir misal? Allah?ın şefkat ve muhabbetine bir beliğ lisan? İki cihanın güneşi? Rahmet hazinesinin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı? İnsanlar içinde en meşhur, en namdar, eserleriyle ve yaptıklarıyla en mükemmel, en muhteşem ferd? Rahmetin en parlak bir misali ve mümessili ? O rahmetin en beliğ bir dili ve dellalı? Mücessem bir rahmet? Kâinat kitabının âyetlerinin tercümanı? Cenabı Hakkın has kulu? Zülcenaheyn bir mebus ? Risalet semasının güneşi? Bütün peygamberlerin efendisi? Bütün enbiyanın imamı? Bütün asfiyanın serveri reisi? Allah?a en yakın kul? Bütün mahlukatın en mükemmeli? Bütün mürşitlerin sultanıdır.? Risalet ve hidayetiyle ebedi saadetin meydana gelmesine sebep, ulaşmaya vesile? Ubudiyet ve duasıyla o saadetin varlık sebebi ve cennetin icadına vesile? Kâinat kitabının en büyük âyeti? Bütün ehl-i imana imam? Bütün insanlara hatip? Bütün enbiyaya reis? Bütün evliyaya seyyid? Peygamberler ve velilerden oluşan zikir halkasının baş zikircisi? Nübüvvet divanının mührü? İslâmiyet?in menbaı? Kur?ân-ın tercümanı? En mükemmel üstad? Şaşırmaz ve şaşırtmaz en doğru bütün bu kemal sıfatlarını zatında toplayan Hz. Peygamber elbette en büyük insandır, en mükemmel rehberdir, en büyük peygamberlere olduğu gibi, peygamberimize de bir kısım mu?cizeler verilmiştir. Mu?cize,? Kâinatın Yaratıcısı olan Allah?ın, peygamberlere verdiği tasdik nişanı şeylerdir. Resûlullah?ın en büyük mu?cizesi Kur?ân?dır. Bundan başka iki büyük mu?cizesi ise, mi?rac ve şakk-ı kamer?dir...Burada peygamberimizi övmek acaba onu putlaştırmakmıdır...
allah yılanı neden sürüngen yarattı